Eminim benim
başlık olarak kullandığım bu tabiri daha önce duymuşsunuzdur. Birçok
medeniyetin kurulduğu Anadolu, her medeniyete bir anne şevkati ile kucak
açmıştır. Tabiki her medeniyet bir diğerinden bıçakla kesilmişcesine farklı
olmamıştır. İster istemez birbirlerinden etkilenmişlerdir. Buda bize Anadoluda
yaşayan en son medeniyet olmamızdan ötürü büyük bir avantaj vermiştir.
1071 yılında
geldiğimiz Anadolu bize 942 yıldır vatan olmuş.
Anadolu ile de
kalmayıp, Osmanlı İmparatorluğu zamanında ki topraklarımızın genişliği sebebi
ile kültürümüz Doğu, Avrupa ve Arap kültürleri ile de buluşmuştur. Öncelerde
göçebe hayatı yaşayan bir toplum olarak Anadoluya yerleşmemizle birlikte Türk
kültürü ve tabiki mutfağı bir takım değişimlere uğramak zorunda kalmıştır.
Örneğin öncelerdeki ağırlıklı olan hayvan ve hayvan mamülleri diyetimize,
yerleştikten sonra tarım yapabilecek kadar uzun süreli yerleşim avantajından
dolayı tahıl mamülleri de eklenmiştir.
Osmanlı
İmparatorluğu zamanında nerde ise 600 yıllık ortak bir imparatorluk altında
geçirdiğimiz süre içerisinde gerek batı gerekse doğu kültürleri ile karşılıklı
etkileşimler olmuştur. Ne varki her ne kadarda yemekler aynı isimlerle çağrılsalarda
lezzetler farklı kalmıştır. İşte bu denli kültürlerin birbirlerinden etkilenip
harmanlandığı bir ülkede tariflerinde değişmesi çok normaldir. Yunanistanda
yediğiniz baklava Suriyedekinden de Türkiyedekinden de farklıdır.
Turkish food
restoranı diyerek açıkça ifade etmeye çalıştığımız restoranımıza gelen birçok Arap
ve Yahudi asıllı müşterilerimiz bize kendi tariflerini vermelerinin sebebi, yedikleri yemeklerin kendi tadlarına uymamış olmasından
ötürüdür.
Bu ufak
farklılıklar aynı zamanda bizi hiç bitmeyecek bir tartışmanın içine de
itmiştir. Baklavanın, dönerin, kebabın, yoğurdun, ect. kimin tarafından
bulunduğu bu yemeklerin hangi orijinden geldiği tartışması hep yapılacaktır.
Uzun süredir yurtdışında yaşayan biri olarak bu tartışmalarla veya bu sorularda
her zaman yüzleşmekteyim. Sanıyorum en doğru cevap yukarıda ifade etmeye
çalıştığım gibi detaylı olarak neden ve sonuç ilişkisi ile konuyu anlatmak. Ne
varki birçok seferlerde ben bile bu soruya biraz daha nostaljik ve milliyetçi
cevap verdiğimi itiraf etmeliyim.
Avrupaya baktığımızda,
avrupa ülkeleri tarih boyunca birbirleri ile iç içe olmalarına rağmen çok fazla
karışmamışlar. Örneğin italyanların pizzası veya makarnası Almanların sosisleri
hep kendilerine özgü kalmış. Fransızlar italyanların pizzasına benzer bir şey
bulmamışlar. Sanıyorum bizde olan bu yemek sentezi Anadoluya özgü.
Bu sebepten
dolayıdır ki Türk mutfağı dünyadaki belli başlı mutfaklar arasında ve hatta
bence ilk üç de sayılmalıdır.